
II. Dünya savaşı sonrasında pazarlama değişmiş, mallarla sınırlı olmaktan çıkmış, hizmetleri de içine alacak şekilde büyümüştür.
Bu gelişim , toplumsal pazarlama, fikir pazarlaması, örgüt pazarlaması, kişi pazarlaması gibi değişik pazarlama uygulamaları gündeme gelmiştir. Siyasal pazarlama da bu arenadaki yerini almıştır.
1970’lerde boyutlarını daha da genişletmiştir. Siyasal Pazarlama ile ilgili görüşler daha çok “değiş-tokuş” (transaction) kavramı çerçevesinde geliştirilmiştir.
Değiş-tokuş, insanların istedikleri nesneleri elde etmede kullandığı ilk yol olarak tanımlanır.
Siyasal pazarlama, “değiş-tokuş”a yönelik ihtiyaç ve isteklerin doyurulması sonucu karar alma süreci ile doğrudan ilgilidir.
Süreç iki taraf arasında iletişimin gerçekleştiği ortamlar içinde gelişir .
Siyasal pazarlamada seçmenler ile siyasal parti ve/veya adaylar içinde bir değiş-tokuş vardır.Ve karar alınır sıra seçim yapmaya gelmiştir.
Her seçim sonucunu doğurduğundan , bu durum hoş bir memnuniyet veya mutsuzluk yaratacaktır. Bu faaliyetler zamanla gelişmiş ve seçmen tercihlerine bakılması zorunlu olmuştur... Seçmen Ne ister?? Gelişen siyasi sahne de siyasal pazarlamanın ana sorusu bu olmuştur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder